DİĞER
"Karamustafa’nın yerleştirmesi kriz ve olası şiddeti mekân, nesneler ve sesler üzerinden gösterirken, Nesli Türk odağına bedeni alıyor: bir patlama sonrası hali andıran, ‘kan revan’ içinde kalmış, tuvalden taşacakmış gibi duran ‘taşan’ ve ‘aşırı’ bedenler."
"Aslında iyi yapılmış bir sergi ya da bir müze düzenlemesi kitap gibidir. Siz bir izleyici olarak giriyorsunuz, A’dan Z’ye bir obje hakkında bilgi alabiliyorsunuz. Aslında bir kitabı görsel olarak görüyorsunuz..."
"Romanın vurgulanması gereken temel bir özelliği, olay örgüsündeki, iç içe geçen, birbirine bağlanan hikâyelerdeki hareketlilik. Aksiyon bolluğu değil kastettiğim; olay örgüsünde dikkat çekici bir dinamizm var. Olay örgüsü, denebilir ki, ışıkla gölge arasında gidip geliyor. Daha önemlisi, bir şeyin aslıyla gölgesi de yalıtık değil bu hareketlilikten, gidip gelmelerden, yer değiştirmelerden! Romanın adının Gölge Kral olması boşuna değil."
"Mengiste başka bir türe ait olduğu sanılan koroyu çağdaş romana çok güzel taşıyarak kendi anlatısına o çoksesliliği vermeyi başarmış. Aynı Yunan tragedyalarındaki gibi, Mengiste’nin romanında da koro bazen Hirut’u sakinleştiriyor, bazen Hirut’un öfkesini kızıştırıyor, bazense ona ne yapması gerektiğini öğütlüyor."
"Dünyaya bildik gözlerle bakan ve bilmiş bir yazar değil Michon. Tersine, dünyayı bilmeye çalışan, anlamaya gayret eden bir yazar. Gerçeğin ele geçirilmez olduğunu biliyor. Bildiği tek şey bu. O zaman yazısını büyük bir deney (‘deneyim’ değil) olarak kurguluyor."
"Oidipus’un yani oğulun trajedisi aynı zamanda babanın trajedisi olarak da okunamaz mı? Oidipus’un trajedisi belki de gerçekte Laios’un trajedisidir. Oğul babanın günahını ödemektedir. Zira bir trajedi kahramanı olarak kaderine hiçbir dahli yoktur."
"Kendimce yapmaya çalıştığım şey, bir roman yazarken kendi hikâyemi de olabildiğince işin içine katmak, anlatmak; bu hikâyeyi ilginç, okunur, takip edilir kılmak; anlattığım şeyin sadece benimle ilgili değil, yaşıtlarımla, kuşağımla ve hemşerilerimle de bağlantılı olması ve tüm bunları bilimkurgunun 'buralara özgü olsa şöyle olurdu bence' diye gördüğüm öğeleriyle birleştirmek..."
“İnsanlığın acılarının kaynaştığı Pandora kutusundan Yunanlılar bütün ötekilerden sonra hepsinin en korkuncu olan umudu çıkarmışlardı. Bundan daha duygulandırıcı simge bilmiyorum. Çünkü umut, inanılanın tersine, boyun eğişle eşdeğerdir. Yaşamaksa boyun eğmemektir.”
"Marías’ın romanlarında ısrarla üzerine gittiği mesele hayatı, yaşananları anlatmak gibi baştan yenilgiye mahkûm bir çabadan neden ve nasıl vazgeçemediğimiz olsa gerektir."
Michon’un deyişiyle Beckett adı aynı zamanda bir zindandır, çünkü kendinden önceki tüm krallar gibi yazarın fani bedenine ve yaşamına tahakküm kurmuştur
Selim İleri: Bir fanusun içindeyim, doğru fakat hiçbir şekilde koruma altında olduğumu söyleyemem. Hiçbirimiz söyleyemeyiz...
Edebiyat üzerine yazılmış pek çok metinden farklı olarak Kralın Bedenleri kuru bir tarihçiliğin, yönteme yaslanan mesafeli bir çözümlemenin peşinde değil
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık